Pazartesi - Cuma | 09:00 - 18:00

GSM

0544 722 39 40

iletişim

bilgi@acarumut.av.tr

10 Soruda Boşanma Davalarında Nafaka ve Maddi Tazminat

1-Kusuru olan taraf nafaka talep edebilir mi?

Türk Medeni Kanunu ile boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eşe kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği düzenleme altına alınmıştır. Eşe nafaka ödenebilmesi için müşterek çocuğun bulunması gerekmemektedir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz ancak nafaka talep eden tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir.

2-Nafakaya hükmolunması için talep şart mıdır?

Boşanma davası açıldığı takdirde hâkim geçici önlemleri resen alacak olup talep edilmese dahi Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi uyarınca “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ilişkin geçici önlemleri” kendiliğinden alacaktır.

3-İştirak nafakası nedir?

TKM’nun 327. maddesine göre; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. Yine TMK’ye göre müşterek çocuklar adına velayetin kendisine bırakılmadığı eşin iştirak nafakası ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup çocuğun reşit oluncaya kadar velayet altında bulunduğundan kendisini temsilen velisi tarafından nafakaya ilişkin talepte bulunulabilinir. Çocuğun ödenmeyen iştirak nafakasına ilişkin olarak reşit olduktan sonra talepte bulunma hakkı vardır.

4-Dede, amca gibi akrabaların nafaka ödeme yükümlülüğü var mıdır?

İştirak nafakası  hukuki niteliği itibariyle bir bakım nafakası olduğundan nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. İştirak nafakası, nafaka yükümlüsünden nafaka talep edildiği halde  eğer nafaka yükümlüsünün sosyal ve ekonomik durumu elverişli değilse bu durumda; mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak diğer davalı dededen nafaka talebinde bulunulabileceği Yargıtay tarafından kabul edilmektedir.

5-Nafaka alacaklarında uygulanan zamanaşımı süresi nedir?

Türk Borçlar Kanunu’nun 156/2. maddesine göre, borç bir mahkeme kararına bağlanmış ise zaman aşımı süresi 10 yıldır. Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zaman aşımına uğradığının kabulü gerekmektedir.

6-Nafakanın ödenmemesi halinde ne yapılabilir?

Boşanma davaları devam ederken ara karar ile dava tarihinden itibaren nafaka ödenmesine karar verildiği takdirde nafaka yükümlüsü nafakayı ödemez ise nafaka alacaklısının bu alacağı ilamsız icra takibi yoluyla tahsil etme olanağı bulunmaktadır. Nafaka alacaklısı, icra dosyasında borçlunun SGK sorgulamasının yapılmasını ve gelen sonuç doğrultusunda maaş haczinin yapılmasını tekrar talep edebilir.

7-Nafaka yükümlülüğünü ihlal suçundan şikayette bulunulabilir mi?

Ödenmeyen nafaka sebebiyle nafaka yükümlülüğünü ihlal suçunun işlendiğinden bahisle icra ceza mahkemesinde suç duyurusunda bulunulması mümkündür.

İcra ve İflas Kanunumuzun 344. maddesine göre “Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.” 3 aylık şikayet süresi bulunmaktadır, dikkat!

8-Boşanma davası ile birlikte maddi tazminat talep edilebilir mi?

Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinde ise “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir” düzenlemesi bulunmaktadır. Boşanma davası ile birlikte maddi tazminat talebinde bulunulması mümkün olup hâkimin maddi tazminata hükmedebilmesi için talepte bulunan kişinin kusursuz ya da daha az kusurlu olması ve karşı tarafın ise kusurlu bulunması gerekmektedir.

Ayrıca boşanma davasıyla kesinleşen kusurluluk olayı, yoksulluk davası için de kesin hüküm ve kesin delil oluşturur (2. HD. 10.02.1993 gün, 668/1096 E., K. Sayılı kararı). Kesinleşmiş mahkeme kararı ile tarafların kusurları belirlendiğinden bundan sonra bu konuda kesin hükmün bağlayıcılığı kuralı gereği, yeniden inceleme yapılamaz, dolayısıyla boşanma davasındaki kusur belirlemesi tarafları bağlayacaktır.

9-Maddi tazminat ve nafakanın ödenme şekli nasıldır? Azaltılması/kaldırılması mümkün müdür?

Maddi tazminatın toplu ya da taksitler halinde ödenmesine karar verilebilir. TMK m. 176 ile “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” düzenlemesi getirilmiştir.

10-Maddi tazminata ilişkin hüküm kesinleşmeden icra takibine konu edilebilir mi?

Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmeden icra edilemez. Kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen maddi ve manevi tazminat, boşanma kararının eklentisi olması sebebiyle boşanma ilamı kesinleşmeden icraya verilemez. Ancak boşanma yönünden kesinleşen karardaki maddi ve manevi tazminat alacakları için kesinleşme koşulu aranmaksızın icra takibi yapılabilir.