LAMBERT VE DİĞERLERİ / FRANSA (Başvuru no 46043/14) AİHM Kararı
5 Haziran 2015 tarihli kesin kararda özetle; başvuranlar, Vincent Lambert’in ebeveynleri, kız kardeşi ve üvey erkek kardeşinden oluşmaktadır. Vincent Lambert 2008 yılında bir trafik kazası geçirerek başından yaralanmış ve bunun sonucunda felç kalarak tamamen bağımlı duruma gelmiştir.Tüp yoluyla verilen yapay besin ve sıvı sayesinde canlı tutulmaktadır. Hasta hakları ve yaşamın sonlandırılmasına ilişkin “Leonetti” Yasası kapsamında öngörülen danışma usulü kapsamında, 11 Ocak 2014 tarihinde, Vincent Lambert’i tedavi eden doktor, 13 Ocak’tan itibaren hastaya yapay besin ve su verilmesinin sonlandırılmasına karar vermiştir. Doktor kararının uygulanmasının ertelendiği yargılamaların ardından, Danıştay, özellikle bilirkişi raporuna(bilirkişi raporunda Lambert’in kronik bitkisel hayatta olduğu belirtilmiştir. Bilirkişiler Vincent Lambert’i dokuz defa incelemişlerdir.) dayanarak, Vincent Lambert’i tedavi eden doktor tarafından 11 Ocak 2014 tarihinde alınan, hastaya yapay besin ve su verilmesinin sonlandırılmasına yönelik kararın hukuka uygun olduğuna hükmetmiştir.
Danıştay savcısının görüşü” yasakoyucu, bir hastanın ölümünün engellenemeyeceği durumlarda, bu ölümün kendiliğinden gerçekleşmesi ile ölüme sebep olacak bir maddenin hastaya verilmesi ile ölümün gerçekleştirilmesinin sağlanması arasındaki uçurumun aşılmasını işi iyileştirmek olanlardan istememiştir. Bir tedaviyi durduran doktor öldürmüş sayılmaz. Bu durum yapacak şeyi kalmadığı için müdahaleden geri çekilmesi anlamına gelmektedir. ” Hayatın son aşamasında uygulanan tedavilere ilişkin karar süreci hakkında el kitabı el kitabı, Avrupa Konseyi’nin Bioetik Komitesi tarafından hastaların hakları ile ilgili yapılan çalışmalar çerçevesinde ve Oviedo Sözleşmesi’nde belirtilen ilkelerin uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla oluşturulmuştur. Bu el kitabı, karar sürecinin etik ve hukuksal çerçevesi olarak özerklik (hastanın önceki, aydınlanmış ve serbest iradesi), yardımseverlik ve kötülük etmekten kaçınma ve adalet (bakım görme konusunda hakkaniyet) ilkelerini saymaktadır. El kitabı doktorun, ortaya koyduğu güçlüğün ve tehlikelerin dikkate alınmasıyla faydasız veya orantısız kabul edilen bir tedaviye başvurmaması gerektiğini belirtmektedir. Doktor hastaya orantılı ve durumuna uygun tedavileri uygulamalıdır. Ayrıca, doktor hastasına özen gösterme, ızdırabını hafifletme ve ona bu süreçte eşlik etme yükümlülüğü altındadır.
Başvuranlar Vincent Lambert’in yapay olarak beslenmesi ve su ihtiyacının giderilmesinin durdurulması kararının Sözleşme’nin 2. maddesinden devlet için doğan yükümlülüklere aykırı olacağını iddia etmektedirler. Vincent Lambert için beslenme ve su içme imkanından mahrum bırakılmanın Sözleşme’nin 3. maddesince yasaklanmış olan işkencenin bir parçası şeklinde tanımlanan kötü muamele olarak nitelendirileceğini ve ayrıca 2012 yılından beri kineziterapinin, yutkunmayı sağlayıcı çalışmaların da durdurulmuş olmasının aynı şekilde kötü muamele olarak değerlendirileceğini savunmuşlardır. Son olarak beslenmenin ve su ihtiyacının karşılanmasının durdurulmasının Sözleşme’nin 8. maddesi kapsamında Vincent Lambert’in vücut bütünlüğüe saldırı şeklinde yorumlanacağını ileri sürmüşlerdir . Mahkeme başvuranların Sözleşme’nin 2., 3., ve 8. maddelerinin ihlal edildiğini Vincent Lambert adına ve yararına ileri sürme statüsüne (bakınız yukarıdaki 105-106. paragraflar) sahip olmadıkları sonucuna varmış ve aynı şekilde Rachel Lambert tarafından yapılan eşini müdahil üçüncü kişi statüsüyle temsil etme talebini de reddetmiştir.
Ancak, Mahkeme kabul edilebilirlik hakkında yapmış olduğu bu tespitlere rağmen, başvuranların kendi adlarına ileri sürdükleri mevcut davanın içerdiği esasa ilişkin soruları aşağıda Sözleşme’nin 2. maddesi kapsamında inceleyeceğini belirtmiştir.
Vincent Lambert önceden ne yazılı bir talimat hazırlamış ne de güvenilir bir kişi tayin etmiştir. Danıştay bu durumda eşi Rachel Lambert’in tanıklığına başvurmuştur. Rachel Lambert ile Vincent Lambert’in yoğun bakımda veya bütünüyle felçli olan hastaların bulunduğu servislerde hasta bakıcı olduklarını ve yaşadıkları mesleki deneyimlerini birbirleriyle paylaştıklarını, Vincent Lambert’in bu paylaşımlar sırasında birçok defa çok ağır bağımlı bir hale düşmesi durumunda yapay olarak hayatta tutulmak istemediğini dile getirdiğini ortaya koymuştur.Sonuç olarak Mahkeme olayda sahip oldukları takdir yetkisine dayanarak iç hukuk makamlarının Sözleşme’nin 2. maddesinden ileri gelen pozitif yükümlülüklerine uygun davrandıkları kanaatine varmıştır.
Karara ilişkin bilgi notu için https://www.echr.coe.int/Documents/CLIN_2014_07_176_TUR.pdf
Kararın İngilizce dilindeki tam metni için
https://hudoc.echr.coe.int/fre#{%22itemid%22:[%22002-10758%22]}