Pazartesi - Cuma | 09:00 - 18:00

GSM

0544 722 39 40

iletişim

bilgi@acarumut.av.tr

İstanbul BAM, 10. HD., E. 2017/289 K. 2017/349 T. 5.4.2017

İstanbul BAM – 10. Hukuk Dairesi Esas No.: 2017/289
Karar No.: 2017/349
Karar tarihi: 05.04.2017

T Ü R K Mİ L L E T İ A D I N A

Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesinin 2012/1012 Esas 2013/64 Karar sayılı ilamı ile boşanmalarına ve müşterek çocukların velayetlerinin anneye verilmesine karar verildiğini, , müvekkili ile çocuklar arasında her ayın 1. ve 3. haftasının Cuma günü saat 18:00′ dan Pazar günü saat 18:00’a kadar şahsi ilişki tesis edildiğini, ancak müşterek çocuklar ile baba arasında yaz tatili, yarı
yıl tatili, bayram tatili, resmi tatiller, babalar günü ve çocukların doğum günleri için kişise düzenlenmediğini beyanla, çocuklar ile baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, ancak bu boşanma nedeninin tamamen davacının müvekkiline ve çocuklara karşı tutum ve davranışları olduğunu, evlilik birliğinin şiddetli geçimsizlik nedeniyle çekilmez hale geldiğini, bu nedenle müvekkilinin çocuklarının tüm sorumluluklarını üstlendiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, yazı cevapları, tanık anlatımları, 09/02/2016 tarihli sosyal inceleme raporu ve tüm dosya kapsamına göre, velayet kendisine verilmeyen taraf ile müşterek çocuklar arasında kurulacak kişisel ilişkide amaç, çocukların velayetinin verilmediği ebeveyn ve yakınları ile düzenli ve yeterli bir şekilde iletişim kurularak, fiziki ve ru gelişimlerinin sağlanması ile birlikte analık-babalık duygularının tatmin edilmesi olduğunu, somut olayda Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi’nin 01/02/2013 tarih, 2012/1012 Esas ve 2013/64 Karar sayılı ilamında “Velayeti davacı anneye bırakılan tarafların müşterek çocukları ile davalı babası arasında her ayın 1. ve 3. haftasonu Cuma günü saat 18:00’den Pazar günü saat 18:00’e kadar kişisel ilişki kurulmasına” kara verildiğini, düzenlenen kişisel ilişki beklenen amaca uygun olmadığı gibi, çocukların ulaştıkları yaş itibarıyla da yeterli olmadığını, bu bakımdan, çalışma dönemi dışında kalan tatil dönemlerinin, müşterek çocukların üstün yararına aykırı düşmeyeceği ölçüde ebeveynler arasında paylaştırılması gerektiği, diğer yandan, tatil dönemlerinin sadece bir ebeveyne tahsis edilmesi, o kişiyi eve bağımlı hale getireceğinden, velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi ve kendi kişisel yaşamını düzenleyememesi sonucuna da yol açabileceğini, kişisel ilişki kurmak hakkı ana ve babanın kişilik haklarına dahil olduğu gibi çocukla kişisel ilişki kurulması velayet hakkından değil, soybağı ilişkisinden doğmakta olduğunu, kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun page1image14064192

sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulacağını, bu nedenle kişisel ilişki tesis edilirke anne-babanın yaşam biçimleri, çalışma süreleri, çocuğa davranışları, yaşadıkları ortamın dikkate alınması zorunlu olduğunu, ayrıca ana ve baba çocuklarının bakımı, gözetimi, korunmaları ve eğitimleri ile yükümlü olduğunu, bu olgular ışığında tarafların 2009 doğumlu K2 ve 2011 doğumlu K1 isminde müşterek ik çocuklarının olduğu, velayetlerinin annede olduğu, velayet kendisine verilen annenin yargılama devam ederken iş sebebiyle tayininin Ankara’ya çıktığını ve müşterek çocuklar ile birlikte davalının Ankara’ya taşındığını bildirdiği anlaşılmakla, davanın basit yargılama usulüne tabi olması, davacı baba ile müşterek çocukların farklı şehirlerde yaşamaya başlamış olmaları, müşterek çocukların yaşları, mahkeme sosyal hizmet uzamnı ile yapılan görüşmede müşterek çocukların babaları ile daha fazla vakit geçirmek istediklerini

beyan etmeleri, günümüz ulaşım koşulları ve 09/02/2016 tarihli sosyal inceleme raporunun sonuç ve değerlendirme bölümü de dikkate alınmak suretiyle davacı baba ile müşterek çocuklar arasında şahsi münasebet tesisinin babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, her ayın 1.ve 3. haftasının Cuma günü saat 18.00’den Pazar günü saat 18.00’e kadar, bayramların 2. Günü saat 10:00 dan 3. Günü saat 18:00′ a kadar, her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 10:00′

dan 31. günü saat 18:00′ a kadar, her yıl sömestr tatilinin 1. haftasının Pazartesi günü saat 10.00’dan Pazar günü saat 18.00’ye kadar ayrıca babalar günü sabah saat 10:00′ dan aynı gün saat 18:00’a kadar çocukların davalı babanın yanında kalmak sureti ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, şahsi düzenlenmesinde çocuğun menfaatinin ön planda tutulması gerektiğini, cevap ve sundukları tüm dilekçelerde davacının çocuklarla boşanma kararında belirtilen süreden fazla ilişki kurmasının çocukların özellikle ahlaken
ve psikolojik olarak etkilenmeleri sonucunu doğuracağını, bu durumun çocukların menfaatine olmayacağını belirttiklerini, iddialarını delillerle ortaya koyduklarını, buna rağmen delillerin mahkemece dik alınmadığını, yaz tatili için hüküm altına alınan bir aylık sürenin çocukların yaşları nazara alındığında uzun olduğunu, davacının müvekkiline fiziksel ve sözlü şiddet uygulaması nedeniyle tarafların boşandıklarını, müvekkilinin kendisini davacının şiddetinden koruma kararlarıyla korumaya çalıştığını, davacının çocukları teslim almak üzere geldiğinde yine şiddet uyguladığını, davacının sırf müvekkilinin itibarını zedelemek toplumda küçzük düşürmek için iffetsiz yaşam sürdüğü iddiasıyla velayet değişikliği talebinde bulunduğunu, asılsız talebin reddine karar verildiğini, bu kez de müvekkilinin uyuşturucu kullandığı idd Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesinin 2014/884 Esas sayılı dosyası ile velayet davası açtığını, davanın 2016/73 sayılı kararla reddine karar verildiğini, müvekkilinin uyuşturucu kullandığı iddiasıyla şikayette bulunduğunu, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, boşanmış olsalar dahi müvekkilinin en azından çocukların annesi olduğunu unutacak kadar gözü dönen davacının aynı iftiralarla müvekkilini karaladığını, mahkemelere, karakollara, adli tıpa göndermekten bıkmadığını, hatta BİMER aracılığıyla Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanı’na şikayet ettiğini, müvekkili hakkında çeşitli suçlamalarla davalar açtığını ve davaların reddedildiğini, davacının bu davayı çocuklarla daha çok görüşmek için değil müvekkili ile daha çok uğraşmak

için, yeni davalar yaratmak için açtığını, buna rağmen iddiaların mahkemece dikkate alınmadığını, çocukların geleceği ve menfaatini ilgilendiren davada kamu düzeni bulunmasına rağmen davacının psikol rahatsızlığının dikkate alınmadığını, bu konuda bir aratırma yapmaya ihtiyaç duymadığını, davacının psikolojik sorunları olduğunu tespit eden belgeler bulunduğunu, bunların celbedilmediğini, çocukların okul arkadaşlarının ve yönetiminin ve velilerin nazarında müvekkilini ve çocukları küçük düşürdüğü müvekkilinin çocukların okullarını değiştirmek zorunda kaldığını, davacının çocukların eğitimini, psikolojik gelişimin düşünmeden iftiralarla müvekkilini rezil etmek için uğraştığını, davacının obsesif kompulsif bozukluk
ve depresyon bozukluğu bulunduğunu, ilaç kullandığını, celbini istediklerini, talebin dikkate alınmadığını, kararın usul ve yasaya, çocukların menfaatine aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.page2image13796288

Davacı vekili istinaf dilekçesinde verdiği cevap dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, düzenlemenin yerine olduğunu, annenin işi nedeniyle Ankara’ya taşınması dikkate alındığında kararın isabetli olduğunu, davada çocukların baba ile kişisel ilişki kurmasının mahkemenin düzenlemesini içerir bir dava olduğunu, anne baba arasındaki anlaşmazlıklardan ziyade çocukların ihtiya gereksinmelerinin göz önüne alınması gerektiğini beyanla kararın onanmasına karar verilmesini istemiştir.

Dosyanın yapılan incelemesi neticesinde, öncelikle çocukla kişisel ilişki kurulmasına veya kaldırılmasına ilişkin davalar basit yargılama usulüne (HMK m. 316) tabi işlerden olmadığı gibi çekişmesiz yargı işlerinden de değildir (HMK m. 382).

Mahkemece 08/07/2015 tarihli duruşamaya hazırlık tutanağı ile davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu belirlenerek bu belirlemeye göre yargılamaya devam edilmesi usul ve yasaya uygun değildir.

Mahkemece, 08/11/2016 tarihli son oturumda davalı vekilinin mazeretinin reddine karar verilmiş ve tahkikat aşaması bitirilerek aynı celse karar verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 186/1 maddesine göre mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder.

Davalı vekiline tahkikatın bitirildiği ve sözlü yargılamaya geçildiğinin bildirilmediği ve dave çıkarılmadığı gibi bilakis mazeret beyanına rağmen yasal olmayan gerekçeyle mazeretinin reddine karar verilerek yokluğunda hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkına (HMK.m.27) aykırıdır.

Tüm bu nedenlerle, şimdilik esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın davalı vekilinin istinaf talebini kabulüne, kararın kaldırılmasına, emredici usul hükümlerine riayet edilerek yargılama yapılması ve sonucuna
göre hüküm kurulması gereği için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:

1-Davalı vekilinin İstinaf talebinin KABULÜNE,

2-Esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

3-Emredici usul hükümlerine riayet edilerek yargılama yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gereği için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-İstinaf peşin harcının yatırana İADESİNE,

5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 1 ay içeresinde Yargıtay’a temyiz başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2017page3image13931584page3image13926976

*Karar lexpera.com.tr adresinden alınmıştır.