Pazartesi - Cuma | 09:00 - 18:00

GSM

0544 722 39 40

iletişim

bilgi@acarumut.av.tr

İkinci El Araç Satışında Görevli Mahkemeye İlişkin Yargıtay HGK Kararı

Yargıtay HGK., E. 2013/747 K. 2014/325 T. 19.3.2014

Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1.Tüketici Mahkemesince davanın görev yönünden reddine dair verilen 06.11.2012 gün ve 2012/796 E-2012//800 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 15.01.2013 gün ve 2012/29537 E.-2013/439 K. sayılı ilamı ile;
(…Davacı, davalı firmadan 04/04/2011 tarihinde Audi A3 2006 model aracı 38.000.TL ye satın aldığını, 28.000.TL sini nakit olarak ödediğini ve 2003 model opel corsa marka aracını da 10.000.TL karşılığı verdiğini, davalı şirketin araçta herhangi bir hasar olmadığı yönünde beyanda bulunduğunu, 18 ay aracı kullandıktan sonra aracını satmak istediğinde aracın 2008 yılında pert edildiği şeklinde kayıtlarda göründüğünü
öğrendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere araçtaki değer düşüklüğünden kaynaklanan 15.000.TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu aracın ikinci el olduğu, buna göre genel mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel
kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, araç alım satımı ile uğraşan davalının (satıcı) davacıya (alıcı) araç sattığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken genel mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma
nedenidir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın görev yönünden reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davanın Tüketici Mahkemesinde mi, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesinde mi görülüp sonuçlandırılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak
gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesinin atfı dikkate alınarak
HUMK.nun 429.maddesi gereğince usulden BOZULMASINA, 1086 sayılı HUMK’nun 440/III-3.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.

*Karara lexpera’dan erişim sağlanmıştır.